TESMİYETU’R-RUVAT :
“Hadis ravilerinin
isimlerini söylemek” demek olup ravinin şeyhinin isim, neseb, lakab veya
künyesini, bir de mensup olduğu kabile veya yerleştiği belde ismini söyleyerek
kimliğini açıklığa kavuşturmasına denilmiştir.
Hadisi rivayet eden ravi
şeyhini mübhem bırakmayıp dilediği şekilde ismî, nesebi, künyesi veya lakabiyle
söyler. Bunda serbesttir. Ancak senedin üst tarafında bulunan ravilerin ismine
veya vasfına dair kendi şeyhinin zikrettiğinden fazlasını -bilse bile-
söyleyemez. Mesela şeyhi, senedin yukarı tarafında bulunan ravilerden birini
sadece ismiyle söylemişse, ravi de onu senedinde aynı şekilde ismiyle söyler,
onun hakkında bildiği bir fazlalığı senede ekleyemez.
Ravi şayet senedde
mübhem bırakılmış bir ravinin kim olduğunu açıklamak veya onun kimliğini
açıklığa kavuşturacak şekilde açıklama yapmak isterse, şeyhinin lafızlarıyla
kendi lafzını ayırdetmek için ismini zikrettikten sonra “ya'ni'bne fulânin
(Şeyhim falancanın oğlu demek istemiştir); veya “Haddesenî şeyhî enne fulânen
haddesehü” (fulan oğlu fulanın tahdis ettiğini bana şeyhim söyledi); yahutta
“ahberanâ enne fulânen huve'b-nu fulânin” (bize falancanın fülanın oğlu
olduğunu haber verdi) gibi eda lafızları kullanır. el-Hatîbu'l-Bağdâdî'ye göre
bu lafızların son ikisi öncekilerden daha iyidir.